belirler

listen to the pronunciation of belirler
التركية - الإنجليزية
specifies
third-person singular of specify
belirle
{f} determined

They determined the date for the trip. - Seyahat için tarihi belirlediler.

The lawyer determined his course of action. - Avukat eylemin rotasını belirledi.

belir
(Bilgisayar) appear

A look of contentment appeared on his face. - Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.

A cat appeared from behind the curtain. - Perdenin arkasından bir kedi belirdi.

belir
appearing
belirle
(Bilgisayar) specs
belirle
(Bilgisayar) set

They set the time and place of the wedding. - Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.

A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident. - Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.

belirle
(Bilgisayar) identify

Can you identify the problem areas? - Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?

A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter. - Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.

belir
spring up
belirle
{f} determining

What was the determining factor in this case? - Bu durumda belirleyici faktör neydi?

belirle
stake out
belirle
determine

They determined the date for the trip. - Seyahat için tarihi belirlediler.

One's lifestyle is largely determined by money. - Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

belirle
appointing
belirler
المفضلات