The date of the event is to be determined.
- Etkinliğin tarihi belirlenecektir.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
The price of the carpet is determined by three factors.
- Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
Can you identify which coat is yours?
- Hangi ceketin seninki olduğunu belirleyebilir misin?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.