I set some goals for myself.
- Ben kendim için bazı hedefler belirledim.
They set the time and place of the wedding.
- Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
It is hard to determine the distance.
- Uzaklığı belirlemek zor.
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
It is difficult to determine the state and safety of the radiation leakage.
- Radyasyon sızıntısının durumunu ve güvenliğini belirlemek zordur.
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
Planets are easy to identify because they don't twinkle like stars do.
- Gezegenleri belirlemek kolay, çünkü yıldızlar gibi parıldamazlar.
Why is it so difficult to establish that the nervous cell is the basic unit for the nervous tissue?
- Sinir hücresinin sinir dokusu için temel birim olduğunu belirlemek neden bu kadar zor?
If you want to set the rules, you'll have to follow them by yourself.
- Kuralları belirlemek istiyorsan, onlara kendin uymak zorunda kalacaksın.
A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
- Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
It is difficult to peg the direction of interest deregulation.
- Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur.