belgelenmiş

listen to the pronunciation of belgelenmiş
التركية - الإنجليزية
documented

There's no documented proof. - Belgelenmiş bir kanıt yok.

{s} recorded as evidence, substantiated
past of to document
furnished with or supported by documents; "the first documented case of shark attack in those waters
belgelenmiş iflâs
certificated bankrupt
belgelenmiş kanıt
documentary evidence
belgele
{f} documented

There's no documented proof. - Belgelenmiş bir kanıt yok.

belgele
authenticate
belgele
documenting
belgele
document

President Lincoln wrote all five of these documents. - Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı.

The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them. - Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.

deliliği belgelenmiş
certified
belgelenmiş
المفضلات