There's no documented proof.
- Belgelenmiş bir kanıt yok.
I had no alternative but to document the war crimes.
- Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.
President Lincoln wrote all five of these documents.
- Başkan Lincoln bu belgelerin tüm beşini yazdı.
Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
- Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
I had no alternative but to document the war crimes.
- Savaş suçlarını belgelemekten başka seçeneğim yoktu.