belege

listen to the pronunciation of belege
ألمانية - التركية
Belgeler
الإنجليزية - التركية

تعريف belege في الإنجليزية التركية القاموس.

documents
belgeler

Belgeleri aldıktan kısa bir süre sonra öldü. - He died soon after he received the documents.

Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır. - The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.

receipts
(Ticaret) hasılat
receipts
gelir
receipts
makbuzlar

Lütfen tüm makbuzlarınızı saklayın. - Please keep all your receipts.

Sami makbuzları Leyla'ya gösterdi. - Sami showed Layla the receipts.

documents
evraklar

Tom evraklara bir göz atıyor. - Tom is looking through the documents.

Bu evraklara göz gezdirmeni isteyebileceğini düşündüm. - I thought you might want to look over these documents.

receipts
gelir/makbuzlar
receipts
ödendi kabul et