bekarım

listen to the pronunciation of bekarım
التركية - الإنجليزية
i am single
bekâr
bachelor

Tom is a confirmed bachelor. - Tom bir müzmin bekardır.

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

bekâr
{i} single

I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single! - Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!

Tom remained single all his life. - Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.

bekar
single

Some young Japanese people prefer being single to being married. - Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.

I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single! - Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!

bekar
spouseless
bekar
wifeless
bekar
(deyim) fancy free
bekar
eligible
bekar
maiden
bekar
single man

Layla hoped to work for a wealthy single man. - Leyla zengin bir bekar adam için çalışmayı umuyordu.

bekar
single girl
bekar
unmarried

I'm glad to hear that she is unmarried. - Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.

So far as I know, she is still unmarried. - Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.

bekar
celibate

Being celibate means that you may only do it with other celibates. - Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir.

bekar
mus. the natural sign, natural
bekâr
sole
bekâr
unattached
bekâr
unwed
bekâr
unwedded
bekâr
unmarried

As far as I know, she's still unmarried. - Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.

Tom's older daughter is still unmarried. - Tom'un büyük kızı hâlâ bekardır.

bekâr
grass widower
bekâr
single, unmarried; bachelor, single man; single girl, unmarried woman
bekâr
single, unmarried
bekâr
celibate

Being celibate means that you may only do it with other celibates. - Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir.

bekâr
{i} Bach

The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife. - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.

Both brothers said that they couldn't support both a wife and an airplane, so they spent their lives as bachelors. - Her iki erkek kardeş hem bir eşe hem de bir uçağa bakamayacaklarını söyledi, bu yüzden hayatlarını bekar olarak geçirdiler.

bekâr
maiden
التركية - التركية

تعريف bekarım في التركية التركية القاموس.

BEKÂR
(Osmanlı Dönemi) Hiç evlenmemiş, zevcesi olmayan adam
BEKÂR
(Osmanlı Dönemi) Taşralı olup, büyük bir şehirde bir işle meşgul olarak, ailesiz yaşayan adam. Bak: Tecerrüd, Mücahede
Bekar
cerit
Bekar
suvoy
bekar
Diyezli veye bomollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
bekar
çoban
bekar
Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti
bekarım
المفضلات