bekçiler

listen to the pronunciation of bekçiler
التركية - الإنجليزية
guards
A body of picked troops; as, "The Household Guards
fencing positions - see prime, seconde, tierce, quarte, quinte, sixte, septime, octave, neuvieme
Plural of guard
the 2 players on each team who are the smallest on the court; they usually handle setting up plays and passing to teammates closer to the basket
bekçi
warden
bekçi
watcher
bekçi
watchman

He is a watchman in this building. - Bu binada bir bekçidir.

The night watchman has a police dog. - Gece bekçisinin bir polis köpeği var.

bekçi
guard

He went into the bank in the disguise of a guard. - O bir bekçi kılığında bankaya girdi.

He bought a guard dog to keep out intruders. - Yabancıları yaklaştırmamak için bir bekçi köpeği aldı.

bekçi
game keeper
bekçi
(Kanun) guardian
bekçi
sentry
bekçi
warder
bekçi
nightman
bekçi
custodian

Tom's father was a school custodian. - Tom'un babası bir okul bekçisiydi.

bekçi
proctor's dog
bekçi
keeper

Tom is a lighthouse keeper and leads a lonely life. - Tom, deniz feneri bekçisi ve yalnız bir hayat sürüyor.

bekçi
gatekeeper
bekçi
caretaker
bekçi
watchman, night-watchman; guard, sentry
bekçi
proctor's man
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) RAKİBAN
Bekçi
paşvani
Bekçi
garavul
Bekçi
karavul
bekçi
Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse: "Karşı odaya bekçi oldun dedi, ilk aylığımı verdiler."- S. F. Abasıyanık
bekçi
Bir şeyi veya bir yeri bekleyip korumakla görevli kimse
bekçiler
المفضلات