being in the stern, or being astern; as, the stern davits

listen to the pronunciation of being in the stern, or being astern; as, the stern davits
الإنجليزية - التركية

تعريف being in the stern, or being astern; as, the stern davits في الإنجليزية التركية القاموس.

stern
kıç

Gemi su almış ve kıç tarafı aşağı inmişti. - The ship had taken on water and was down by the stern.

stern
müsamahasız
stern
katı
stern
sert

Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur. - Our teacher is at once stern and kindly.

Silvia'nın onu övmeyen sert bir babası vardı. - Silvia had a stern father who never praised her.

stern
arka kısım
stern
şiddetli
stern
amansız
stern
Yavuz
stern
{s} haşin
stern
(sıfat) arka, sert, katı, şiddetli, inatçı, acımasız, haşin, amansız, kıç
stern
{s} acımasız
stern
{s} müsamahasız, sert (kimse)
stern
{i} pupa
stern
{s} sert (bakış/yüz)
stern
{i} arka taraf
stern
{s} inatçı
الإنجليزية - الإنجليزية
stern
being in the stern, or being astern; as, the stern davits
المفضلات