O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
- Women use talking to maintain personal relationships.
Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
- To maintain a friendship, there must be mutual affection.
O, kolumu sımsıkı tuttu.
- She held my arm firmly.
Maçı izlerken nefesini tuttu.
- He held his breath while watching the match.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Dünya barışını korumak için ne yapmamız gerektiğini düşünüyorsun?
- What do you think we must do in order to maintain the peace of the world?
Bu yolu korumak için kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyordum.
- I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.