Annem zor işe alışık değildir.
- Meine Mutter ist schwere Arbeit nicht gewohnt.
İşe arabayla giderim.
- Ich fahre mit dem Auto zur Arbeit.
İşinizden memnun musunuz?
- Sind Sie mit Ihrer Arbeit zufrieden?
Yorgun olmasına rağmen, işi bitirmeye çalıştı.
- Obwohl sie müde war, versuchte sie, die Arbeit zu Ende zu bringen.
Tom işini seviyor mu?
- Gefällt Tom seine Arbeit?
Daha bitiremedin mi işini?
- Hast du deine Arbeit noch nicht beenden können?
Tom'u çalışırken gördüm.
- I've seen Tom at work.
Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.
- Tom has to speak French at work.
Babam şimdi hastanede iş başında.
- My father is now at work at the hospital.
Tom ve Mary şu anda iş başında.
- Tom and Mary are at work now.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
İşte daha az ve evde daha çok zaman geçirmek istiyorum.
- I'd like to spend less time at work and more time at home.
He got fired for slacking off at work.
- Er wurde gefeuert, weil er bei der Arbeit faulenzte.
Though Alfred is scrupulous in fulfilling his duties at work, he is less conscientious about his obligations at home.
- Obwohl Alfred penibel beim Erfüllen seiner Aufgaben bei der Arbeit ist, ist er weniger gewissenhaft bei seinen Pflichten zu Hause.