تعريف begins في الإنجليزية التركية القاموس.
- başlar
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- School begins at nine and is over at six.
Yardımseverlik evde başlar.
- Charity begins at home.
- başlıyor
- begin
- başlamak
Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım.
- I think I have to begin working on my homework.
Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come here to begin with.
- begin
- {f} başlatmak
- begins with
- (Bilgisayar) başlangıcı
- begins with
- (Bilgisayar) ile başlar
- begins with
- (Bilgisayar) başlar
- begins with
- (Bilgisayar) ile başlayan
- begins with
- (Bilgisayar) ilk karakter
- begin
- başla
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
- begin
- vücut bulmak
- begin
- ihdas etmek
- begin
- zuhur etmek
- begin
- {f} girişmek
- begin
- koyulmak
- begin
- önayak olmak
- begin
- meydana gelmek
- begin
- doğmak
- begin
- ön ayak olmak
- begin
- başlangıç
İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar.
- A good beginning makes a good ending.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
- begin
- atılmak
- begin
- açmak
- begin
- adım atmak
- begin
- çığır açmak
- begin
- bismillah demek
- begin
- başlama
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
- begin
- yüz tutmak
- Charity begins at home
- (Atasözü) Evvela can, sonra canan.Önce can, sonra canan
- Decline begins by internal strife
- (Atasözü) Ağacın kurdu içinden olur
- decline begins by internal strife
- (Atasözü) Toplumlarda kötü veya erdemsiz kişiler ortalarda gözükmez, saklanırlar anlamında kullanılan atasözü
- performance begins, opening
- performans, açılış başlar
- begin
- {f} (be.gan, be.gun, --ning)
- begin
- ilk adımı atmak meydana gelmek
- charity begins at home
- (deyim) şefkat evde başlar
- charity begins at home
- yardımseverlik evde yardımlaşmayla başlar
- mobilization day (unnamed day on which mobilization of forces begins)
- (Askeri) seferberlik günü (kuvvetlerin seferberliğinin başladığı adlandırılmamış gün)
- pumping begins
- (Otomotiv) pompalama başlangıcı
- seaborne assault landing hour; specific time an operation or exercise begins
- (Askeri) muhasamatın başlama saati
- unnamed day on which a deployment operation begins
- (Askeri) C-günü: Yığınak (deployment) harekatının başladığı veya başlayacağı isimsiz günü göstermek üzere kullanılan bir terim, açılma, yayılma günü, intikal günü