Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Aşkta, sadece başlangıçlar vardır.
- In love, there are only beginnings.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
O, bize başlamak için sinyal verdi.
- He gave us the signal to begin.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
- I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
Bitkiyi kökleriyle çekin.
- Pull the plant up by the roots.
Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
- Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
- Birth is, in a manner, the beginning of death.
İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
- At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.
O zaman ilkbaharın başlangıcıydı.
- It was then the beginning of spring.
Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
- The supplies are beginning to give out.
He is beginning to read a new book.
The house you want is down at the beginning of the street.
I am beginning to understand.
- I'm beginning to understand.
In the beginning God created Heaven and Earth.
- In the beginning God created the heavens and the earth.
... supposed the beginnings when i was thirteen ...
... Well, from those humble beginnings of one device and one carrier and one country, how ...