O, bize başlamak için sinyal verdi.
- He gave us the signal to begin.
Ne zaman başlamak istersin?
- When would you like to begin?
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- School begins at nine and is over at six.
Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
- The beginning is the most important part of the work.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Başlamaya hazır mısın?
- Are you ready to begin?
Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
- The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
- At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
O, başlangıçta bir şeyi ne kadar severse sevsin bir süre sonra ondan sıkılacaktır.
- He soon grows tired of a thing regardless of how much he liked it to begin with.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
Yağmur yağmaya başladığında biz başlamak üzereydik.
- We were about to start, when it began to rain.
Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.
- To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store.
Öncelikle, bu bir yalan.
- To begin with, this is a lie.
Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız.
- Beginning next week, we'll be using a new textbook.
1812 Savaşı başlamıştı.
- The War of 1812 had begun.
Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.
- The French and Indian War had begun.
Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
- In the beginning God created the heaven and the earth.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.
- When we went to the hall, the concert had already begun.
1812 Savaşı başlamıştı.
- The War of 1812 had begun.
Yardımseverlik evde başlar.
- Charity begins at home.
Sabah ibadeti saat on birde başlar.
- Morning worship begins at eleven o'clock.
O zaman ilkbaharın başlangıcıydı.
- It was then the beginning of spring.
İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum.
- At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.
Kaynaklar tükenmeye başlıyor.
- The supplies are beginning to give out.
Bütün başlangıçlar zordur.
- All beginnings are difficult.
Aşkta, sadece başlangıçlar vardır.
- In love, there are only beginnings.
In the beginning God created the heaven and the earth.
- In the beginning God created the heavens and the earth.
I'm beginning to understand.
- I am beginning to understand.
He is beginning to read a new book.
The house you want is down at the beginning of the street.
... man to begin with. ...
... CROWLEY: Let me ask you for more immediate answer and begin with Mr. Romney just quickly ...