befreit

listen to the pronunciation of befreit
ألمانية - التركية
azad
kurtarılmış
azade
الإنجليزية - التركية

تعريف befreit في الإنجليزية التركية القاموس.

relieved
rahatlamış

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim. - I felt quite relieved after I had said all I wanted to say.

Tom onu duyduğuna rahatlamıştı. - Tom was relieved to hear that.

exempted
muaf

Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum. - I exempted her from working overtime.

Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi. - The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.

exempted
ayrı tutulmuş
exempted
müstesna
released
(Askeri) müsaade edilmiş
released
taburcu olmak
released
serbest bırakılmış

Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak. - The hostages will be released tomorrow.

released
açığa çıkan
released
çıkmak
relieved
hafiflemek
relieved
içi rahat etmek
extricated
{f} kurtar

Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı. - The man extricated Ellie from a dangerous situation.

released
{f} serbest bırak

Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı. - Tom was released from prison last month.

Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi. - The prisoner asked to be released early.

released
(Bilgisayar) bırakıldı

Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu. - Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.

Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı. - Tom was released from prison last month.

relieved
ferah
cleared
açıklayış
extricated
kurtarmış
released
MÜSAADE EDİLMİŞ: Hava savunmada, görevlerinden ve hazır olma durumundan çıkarılmış silah ve personel, serbest bırakılınca, kendilerine hazırlık durumuna tekrar geçecekleri bir zaman verilir
relieved
sıkıntısını hafiflet(mek)