Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

becerisizlik

listen to the pronunciation of becerisizlik
التركية - الإنجليزية
fecklessness
the state of being feckless
absence of merit
worthlessness due to being feeble and ineffectual
beceri
{i} ability

Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally. - Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.

The most valuable skill one can acquire is the ability to think for oneself. - Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

beceri
feat
beceri
{i} ingenuity
beceri
facility
beceri
knack

I have the knack for learning languages. - Benim dilleri öğrenmek için becerim var.

beceri
handiwork
beceri
craft
beceri
dexterity

Playing the piano requires manual dexterity. - Piyano çalmak el becerisi gerektirir.

beceri
{i} wizardry
beceri
science
beceri
artistry
beceri
(Ticaret) proficiency
beceri
know-how
beceri
flair
beceri
cunningness
beceri
attainment

He had scientific attainments, but he didn't even know it. - Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.

beceri
drive
beceri
agility
beceri
accomplishments
beceri
asset
beceri
competence
beceri
artifice
beceri
skill

Tom needs to improve his people skills. - Tom insani becerilerini geliştirmeli.

Tom wanted to hone his skills as a photographer. - Tom bir fotoğrafçı olarak becerilerini geliştirmek istedi.

beceri
trick
beceri
savoirfaire
beceri
attainments

He had scientific attainments, but he didn't even know it. - Onun bilimsel becerileri vardı ama o bile onu bilmiyordu.

beceri
address
beceri
artfulness
beceri
resource

Tom is quite resourceful, isn't he? - Tom oldukça becerikli, değil mi?

Tom isn't very resourceful, is he? - Tom çok becerikli değil, değil mi?

beceri
sports being in shape
beceri
adroitness
beceri
talent, skill
beceri
cunning
beceri
ingeniousness
beceri
savoir faire
beceri
finesse
beceri
accomplishment
beceri
art

I have absolutely no artistic skills. - Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.

beceri
skill, ability, competence, faculty, facility; dexterity; agility
beceri
faculty
beceri
know how
beceri
deftness
beceri
knowhow
beceri
{i} sleight
beceri
stunt
التركية - التركية

تعريف becerisizlik في التركية التركية القاموس.

Beceri
abay
beceri
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
beceri
Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu
beceri
Zihinsel ya da fiziksel bir işi yapma yetisi
beceri
Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet
becerisizlik
المفضلات