a baby elephant.
The baby ceased crying.
- Bebek ağlamayı kesti.
Be quiet, or the baby will wake up.
- Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
We need more medical care for infants.
- Bizim bebekler için daha fazla tıbbi bakıma ihtiyacımız var.
Infants are subject to diseases.
- Bebekler hastalıklara karşı eğilimlidir.
Cookie was raised by Kate.
- Bebek Kate tarafından yetiştirildi.
My brother gave me a charming baby doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
My sister made me a beautiful doll.
- Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.
The babies are suckling.
- Bebekler süt emerler.
As innocent as a babe unborn.
- Doğmamış bir bebek kadar masum.
When I last saw Tom he was just a babe in arms.
- Tom'u son gördüğümde daha el kadar bebekti.