Şüphesiz sevimli, ama güzel değil.
- She is no doubt pretty, but she isn't beautiful.
Birçok kızlar sevimli olduklarını düşünürler.
- Most girls think that they are pretty.
O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
- That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
- This park is pretty big; it has a lot of trees and many flowers.
Şiddeti güzelleştirmeyin!
- Do not prettify the violence!
Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
- I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
Tom epeyce zengin, değil mi?
- Tom is pretty rich, isn't he?