Onlar plaja gittiler.
- They went to the beach.
Plajdaki kum beyazdı.
- The sand on the beach was white.
Akşam yemeğinden sonra, sahilde bir yürüyüş yaparım.
- After dinner, I take a walk on the beach.
Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
- What time of year do you usually like to spend time on the beach?
Akşam yemeğinden sonra kumsalda yürüyelim.
- Let's walk on the beach after dinner.
Bütün yaz kumsalda mıydın?
- Were you at the beach all summer?
Fransız Rivierası kıyısının çok güzel plajları vardır.
- The coast of the French Riviera has very beautiful beaches.
Polonya'nın bütün Baltık kıyıları kumsallardan oluşur.
- The whole Baltic coast of Poland is made up of sandy beaches.
Hawaii'de bir sürü plaj serserisi var.
- There are a lot of beach bums in Hawaii.
You are not not the only pebble on the beach. - Bulunmaz hint kumaşı değilsin.
Life's a beach!.
... Army Ranger at omaha beach ...
... Maine, so we're sitting around and waiting on a beach. All of a sudden, you're just playing ...