be used

listen to the pronunciation of be used
الإنجليزية - التركية
alışılmak
be used to
alışık
used
{s} kullanılmış

Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi. - My brother bought a used car, so it was not very expensive.

O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş. - That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.

used
{s} kullanılmış; elden düşme, eski: He sells used books. Eski kitap satıyor. I don't want a used car. Kullanılmış araba istemem
be used to
alışkın olmak
used
{f} kullan

Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi? - You used a condom for birth control, right?

Spor salonu, tören için kullanıldı. - The gym is used for the ceremony.

used
eskiden

Eskiden bardak altlıklarını toplardım. - I used to collect coasters.

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum. - Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.

used
tükenmek
be used to
alışmak
used
alışkın

Erken kalkmaya alışkınım. - I'm used to keeping early hours.

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

used
kullanılan

Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir. - The herb used in that pasta sauce might be parsley.

Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor. - The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.

used
(Bilgisayar) kullanma

Uzun süredir Fransızcayı kullanmadım ve birçok kelime unuttum. - I haven't used French in a long time and I've forgotten a lot of words.

Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum. - I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.

used
elden düşme
be used to
alışık olmak
inure
adet et
used
eski

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır. - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır? - Is eating fish as healthy now as it used to be?

used
(to ile) alışkın
Used
kullanılmıştır
be used to
için kullanılabilir

Kum torbaları sele karşı korumak için geçici bir duvar inşa etmek için kullanılabilir. - Sandbags can be used to erect a temporary wall to protect against floods.

Mary'nin cümleleri İngilizce öğrenmek için kullanılabilir. - Mary's sentences can be used to learn English.

inure
alıştırmak
used
yap(mak)
inure
{f} yürürlüğe girmek
inure
adet etmek alıştır
inure
dayanmaya alıştırmak
to be used
kullanılmak

Kullanılmak istemiyorum. - I don't want to be used.

Bir hidrofon sualtında kullanılmak üzere tasarlanmış bir mikrofondur. - A hydrophone is a microphone designed to be used underwater.

used
{s} to -e alışık, -e alışkın: I'm used to it. Ona alışığım
used
eskiden olduğu kadar

Tom eskiden olduğu kadar utangaç değil. - Tom isn't as heavy as he used to be.

Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil. - My body is not as flexible as it used to be.

used
He used to come at eight Eskiden saat sekizde gelirdi
used
be used up çok yorulmak
used
idi

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır. - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.

Biz eskiden komşu idik. - We used to be neighbours.

used
bitkin hale gelmek
used
alışık

Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim. - I'm not used to making speeches in public.

Bu ısıya alışık değilim. - I'm not used to this heat.

used
used to alışmış
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف be used في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

used
Simple past tense and past participle of use

You used me!.

used
That has or have previously been owned by someone else

He bought a used car.

used
Familiar through use; usual; accustomed

Nobody's ever taught you how to live out on the street and now you're gonna have to get used to it.

used
That is or has or have been used

The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.

used
to perform habitually; to be accustomed

He used to live here, but moved away last year.

To be used
inure
be used to
be accustomed to, be familiar with
used
Eaker
used
Arnold & I
used
past of use
used
be/get used to (doing) sth to have experienced something so that it no longer seems surprising, difficult, strange etc
used
{s} second-hand, not new; usual, accustomed
used
abused, exploited, took unfair advantage of. [derogatory]
used
employed in accomplishing something; "the principle of surprise is the most used and misused of all the principles of war"- H
used
employed
used
made use
be used

    التركية النطق

    bi yuzd

    النطق

    /bē ˈyo͞ozd/ /biː ˈjuːzd/

    علم أصول الكلمات

    [ 'bE ] (verb.) before 12th century. Middle English, from Old English bEon; akin to Old High German bim am, Latin fui I have been, futurus about to be, fieri to become, be done, Greek phynai to be born, be by nature, phyein to produce.

    رصف المشتركة

    be used to, be used for

    فيديوهات

    ... be a leap frog technology.  And a leap frog technology that will be used in the way we ...
    ... already used. ...
المفضلات