Birlikte çalışmayı kabul ettiler.
- They agreed to work together.
Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- We enjoyed singing songs together.
Ara sıra beraber filme gideriz.
- We go to the movies together once in a while.
Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.
- I heard the children singing together.
Tom eşyalarını topluyor.
- Tom is getting his things together.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.
- We made a habit of getting together regularly.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Tom ve Mary birlikte sakin bir anın tadını çıkardı.
- Tom and Mary enjoyed a quiet moment together.
Eşyalarını bir arada tut.
- Keep your stuff together.
Sen havluları ve temizlik bezlerini bir arada tutmamalısın.
- You shouldn't keep towels and cleaning rags together.
He’s really together.
We went to school together.
He put all the parts together.
... We've combined these things together. ...
... It really feels like you're in the same room together. ...