Sağanak yağmur nedeniyle maç durduruldu.
- The match was stopped due to a thunderstorm.
İçeriye giren bayan ve köpeği kapıda görevli tarafından durduruldu.
- The lady and her dog that were entering at the gate were stopped by the gatekeeper.
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
- In September, 1929, stock prices stopped rising.
Durmuş olan bir saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterir.
- Even a clock that is stopped shows the correct time twice a day.
Saat durmuş. Yeni bir pil gerekli.
- The clock has stopped. A new battery is needed.
... WE STOPPED BY YOUR CLOSET AND SAW YOUR NEWSPAPER CLIPPINGS, ...
... is stopped dead in its tracks. ...