الإنجليزية - التركية
تعريف be opposing in attitude or opinion; contrary, opposite; contrasting في الإنجليزية التركية القاموس.
- opposed
- {s} karşıt
- opposed
- karşı çıkan
- opposed
- {f} karşı çık
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
-He's opposed to racial discrimination.
Lincoln köleliğe karşı çıktı.
-Lincoln opposed slavery.
- opposed
- aksi
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
-Red, as opposed to green, is a sign of danger.
- opposed
- {s} zıt
- opposed
- {s} karşı
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
-We opposed his plan to build a new road.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
-I'm sorry, but I am opposed to this project.
- opposed
- {s} karşılıklı
- opposed
- engel ol/karşı çık
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف be opposing in attitude or opinion; contrary, opposite; contrasting في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {s} opposed
be opposing in attitude or opinion; contrary, opposite; contrasting
الواصلة
be opposing in at·ti·tude or opinion; contrary, opposite; contrastingالنطق
Resimler
المفضلات