Sayısız kez Boston'a gittim.
- I've been to Boston numerous times.
Tom'un sayısız kız arkadaşı vardı.
- Tom had numerous girlfriends.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.
Gökyüzünde çok sayıda yıldız görünüyordu.
- Numerous stars were visible in the sky.
Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
- There are numerous reasons to be hopeful.
Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.
- When I went into his room, he showed me the numerous trophies he had won during the twenty years he had played golf.
Aldığımızdan beri evde birçok iyileştirmeler yaptık.
- We have made numerous improvements to our house since we bought it.
Onu birçok kez yaptım.
- I've done that numerous of times.
... does with a passion for history will be used to be able to explore the numerous ...
... numerous pretty love unsigned houses some of which were restored with care ...