Konuşmayı böylesine gürültülü bir odada sürdüremeyiz.
- We can not carry on conversation in such a noisy room.
Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.
- Tom dislikes noisy cities.
Annem gürültücü olmamamı söyledi.
- My mother told me not to be noisy.
Onunla karşılaştırıldığında çok gürültücüydü.
- Compared with him, she is very noisy.
O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk.
- He is noisy, but otherwise a very nice boy.
... all the ingredients are traditional turkish cooking up a little less noisy ...
... hisses ' among other noisy distracting things ' so we may all concentrate on what the ...