Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

be located or situated somewhere; occupy a certain position

listen to the pronunciation of be located or situated somewhere; occupy a certain position
الإنجليزية - التركية

تعريف be located or situated somewhere; occupy a certain position في الإنجليزية التركية القاموس.

lie
{f} yalan söylemek

Yalan söylemek yanlıştır. - It is wrong to tell a lie.

Yalan söylemek yanlıştır. - To tell a lie is wrong.

lie
{f} uzanmak

Tom bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı. - Tom did nothing but lie in bed all day.

Bütün gün yatakta uzanmaktan başka bir şey yapmadı. - He did nothing but lie in bed all day.

lie
{f} yatmak

Ben yatmak istiyorum. - I'd like to lie down.

Ben birkaç dakika için yatmak istiyorum. - I'd like to lie down for a few minutes.

lie
{i} palavra
lie
{i} konum

Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı. - He lost his position just because he refused to tell a lie.

lie
{f} (lay, lain, ly.ing)
lie
{f} yasal olmak
lie
{f} mideye oturmak
lie
(fiil) yalan söylemek, kandırmak, yatmak, uzanmak, mideye oturmak, yasal olmak
lie
kalmak
lie
{f} durmak, kalmak, olmak
lie
{i} duruş

Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır. - When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.

lie
{f} uzan

Şehir Londra'nın doğusuna uzanmaktadır. - The city lies east of London.

Öğle yemeğimi bitirdiğimde, bir saat uzanacağım. - When I have finished my lunch, I will lie down for an hour.

lie
balığın gizlendigilie down yatmak
lie
yer almak

Nagoya Tokyo ve Osaka arasında yer almaktadır. - Nagoya lies between Tokyo and Osaka.

Alman Alpleri'nde ağaçların bittiği yer yaklaşık 1800 metre yükseklikte yer almaktadır. - The treeline in the German alps lies at an elevation of about 1800 meters.

lie
bulunmak
lie
uzan(mak)
lie
(Tıp) Duruş, yatış, fetüsün uzun ekseni il annenin uzun ekseni arasındaki münasebeti belirtmekte kullanılan obstetrik terim
الإنجليزية - الإنجليزية
lie
be located or situated somewhere; occupy a certain position

    الواصلة

    be lo·ca·ted or si·tu·a·ted somewhere; oc·cu·py a cer·tain po·si·tion

    النطق

المفضلات