Tom öfkeli görünüyordu.
- Tom looked irritated.
Tom gerçekten tedirgindi.
- Tom was really irritated.
Tom Mary'nin tedirgin olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was irritated.
Onun sürekli şikâyet konuşması beni sinirlendirdi.
- Her constant complaining speech irritated me.
Tom sinirlendirilmemeye çalıştı.
- Tom tried not to be irritated.
... And the Germans are even more irritated with you, and ...