تعريف be hard up في الإنجليزية التركية القاموس.
- (deyim) parasiz ,eli dar olmak
- eli darda olmak
- zor durumda olmak
- {k} (birinin) pek parası olmamak, (biri) züğürt olmak
- sıkıntıya düşmek
- be up
- bilmek
- be up
- artmış olmak
- be up
- sona ermiş olmak
- be up
- ayakta olmak
6.30'a kadar ayakta olmak zorundayım.
- I have to be up by 6:30.
Bütün gece ayakta olmak istemiyorum.
- I don't want to be up all night.
- be up
- kapalı olmak
- be up
- (Konuşma Dili) olmak üzere
- be up
- bitmiş olmak
- hard up
- (Konuşma Dili) züğürt
O kadar züğürt müsün?
- Are you that hard up?
- hard up
- (Konuşma Dili) cebi delik
- hard up
- (Konuşma Dili) beş parasız
- hard up
- (Konuşma Dili) eli darda
Onun para için eli darda.
- He is hard up for money.
Tom'un para için eli darda.
- Tom is hard up for money.
- hard up
- (Konuşma Dili) meteliksiz
Yoshiki meteliksizdi ve Goro'nun ona 20.000 yen ödünç vermesini istedi.
- Yoshiki was hard up and asked Goro to lend him 20,000 yen.
Tom meteliksizdi ve önerilen herhangi bir işi kabul edeceğini söyledi.
- Tom was hard up for money and said he would take any job he was offered.
- hard up
- darda
Onun para için eli darda.
- He is hard up for money.
Tom'un para için eli darda.
- Tom is hard up for money.
- hard up
- eli dar
Onun para için eli darda.
- He is hard up for money.
Tom'un para için eli darda.
- Tom is hard up for money.
- hard up
- muhtaç
Tom yiyeceğe muhtaç gibi gözüküyor.
- Tom seems to be hard up for food.
- hard up
- sıkıntıda
- be up
- yükselmek: "His fever iş up. - Ateşi yüksek."
- be up
- keyfi yerinde olmak, mutlu olmak
- be up
- yataktan kalkmış olmak; henüz yatmamış olmak: "He's never up before six. - Saat altıdan önce hiç yataktan kalkmaz."; "She's never up after ten at night. - Gece saat ondan önce yatar hep."
- be up
- (deyim) sona ermek,bitmek
- be up
- iyi anlamak
- be up
- 1. yataktan kalkmış olmak; (uykuya) yatmamış olmak: He's never up before seven. Saat yediden önce hiç yataktan kalkmaz. She's never up after
- hard up
- zararına
- to be hard up
- sıkıntıya düşmek
