Gerçekten güzel koktu.
- It smelled really good.
Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım.
- I am surprised that she refused such a good offer.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.
- We'll have a good crop if this good weather keeps up.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
O çok iyi bir öğretmendir.
- She is a very good teacher.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
Hayır, sadece düşündüm ki madem abaküs kullanabiliyorsun, kafandan hesap yapmada iyi olabilirsin.
- No, I just thought that since you can use an abacus, you might be good at doing calculations in your head.
Bugün kendini iyi hissetmiyorsan evde kalman gerekir.Hayır, hayır. Ben iyi olacağım
- If you're not feeling good today you should stay home No, no. I'll be fine.
O, bu bilgileri yararlı kullanıma sundu.
- He put this information to good use.
Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.
- The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
- The company manufactures a variety of paper goods.
Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.
- Mass production reduced the price of many goods.
Haydi, Spot. Yuvarlan. Aferin oğluma!
- Come on, Spot. Roll over. That's a good boy!
Aferin böyle devam et, Bay Sakamato.
- Keep up the good work, Mr. Sakamoto.
Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.
- Fresh air is necessary to good health.
Ben bütün iyileri tattım, ve sağlıklı olmaktan daha iyisini bulmadım.
- I tasted all goods, and didn't find better than good health.
Birey, devletin menfaati için mevcut değildir.
- The individual does not exist for the good of the State.
Tom, acentenin menfaatı icabı işi bırakmalıdır.
- Tom should quit for the good of the agency.
O çok iyi bir öğretmendir.
- She is a very good teacher.
Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.
- I haven't a very good dictionary.
Arabamı satarak iyi bir kazanç elde ettim.
- I made a good profit by selling my car.
Farklı ülkeler, pek çok mal ithal etmektedirler.
- Different countries import many goods.
Onlar dükkânda ithal mallar satıyorlar.
- They sell imported goods at the shop.
Pekala, Tom'a veda öpücüğü vermeyecek misin?
- Well, aren't you going to kiss Tom goodbye?
Çok güzel!Çok başarılı bir iş çıkardın.
- Very good! You did an excellent job.
İyi bir iş başardın. Senin için şapkamı çıkarmak istiyorum.
- You have done a good job. I'll take my hat off to you.
Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
- Smoking does much harm but no good.
Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
O, konuşma sanatında yeteneklidir.
- He has a good art of talking.
Bu neredeyse doğru olamayacak kadar çok iyi
- It's almost too good to be true.
Sorun neredeyse çözüldü.
- The problem is as good as settled.
Taze meyve, sağlığın için yararlıdır.
- Fresh fruit is good for your health.
Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.
- Fresh air is necessary to good health.
O, tasarruflarını yararlı şeylere yatırdı.
- He put her savings to good use.
Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.
- The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
O bana bir iyilik yaptı.
- He did me a good turn.
Kötülüğe karşı iyilik yap.
- Render good for evil.
Kimse ona uygun bir fırsat tanımadı.
- No one gave him a good chance.
Uygun bir zamanda orada olmak isterim.
- I would like to be there in good time.
Onlar çok çok iyiler.
- They're very, very good.
En iyiler çoğunlukla iyilerin düşmanıdır.
- The best is often the enemy of the good.
Tom'un sağlam bir el sıkışması var.
- Tom has a good firm handshake.
O iyi bir yaşam sağlamaktadır.
- She makes a good living.
Çok güzel!Çok başarılı bir iş çıkardın.
- Very good! You did an excellent job.
Çocuklar okulda başarılı olsunlar diye çok stres altına sokuluyor, ama kendi iyilikleri için.
- There's so much stress put on kids to perform well in school, but with good reason.
O kesinlikle iyi bir adam ama güvenilir değil.
- He is a good fellow for sure, but not trustworthy.
Bunu güvenilir kaynaklardan öğrendik.
- I got this on good authority.
Bugün patronun keyfi yerinde mi?
- Is the boss in a good mood today?
O, sağlığı yerinde görünüyor.
- He seems to be in good health.
Tom bir iyilikseverdi.
- Tom was a good Samaritan.
Tam o sırada aklıma iyi bir fikir geldi.
- A good idea occurred to me just then.
Ted saatleri tamir etmede iyidir.
- Ted is good at repairing watches.
Tom yemek pişirmede oldukça iyidir.
- Tom is quite good at cooking.
İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim.
- I went to the theater quite early with a view to getting a good seat.
Bugün Pekin'de hava çok iyi.
- The air is very good in Beijing today.
Peki, biri iyi olmak zorunda.
- Well someone has to be good.
Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.
- Tom went out of his way to make sure Mary had a good time.
Tom kesinlikle hepimizin eğlendiğinden emin oldu.
- Tom certainly made sure we all had a good time.
a good amount of seeds.
The bread is still good.
Good Friday.
The soup is good and hot.
The one thing that we can't do...is throw out the baby with the bathwater.... We know our process works pretty darn good and, uh, it’s really sparked this amazing phenomenon of this...high-quality website.
a good worker.
Walking is good for you.
The flashlight batteries are still good.
a good job.
The car was a good ten miles away.
all in good time.
Eat a good dinner so you will be ready for the big game tomorrow.
When we are happy, we are always good, but when we are good, we are not always happy.
Tom doesn't look too well.
- Tom doesn't look so good.
What are some tasty foods that would go well with potatoes?
- What are some good foods to eat with potatoes?
... Good song. ...
... Well, this is very good. ...