Sadece verilmiş 30 dakikada, soruların hepsini cevaplayamazdık.
- Given only thirty minutes, we couldn't answer all the questions.
Sophie'nin kendi midillisi vardı. Ona babası tarafından verilmişti.
- Sophie had her own pony. It had been given to her by her father.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
Bu yıl yine amatör müzisyenler tarafından birçok konser veriliyor.
- Again this year a lot of concerts are being given by amateur musicians.
Öğle yemeğini yemesi için Tom'a sadece on beş dakika veriliyor.
- Tom is only given fifteen minutes to eat his lunch.
Tom'un eski arabası sonunda bozuldu.
- Tom's old car has finally given up the ghost.
Ben eski trombonumu Tom'a vermeliydim.
- I should've given Tom my old trombone.
Nadir verilen bir adı var.
- She has a rare given name.
Yukarıda verilen örneğe bak.
- See the example given above.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.
- The more people buy a given item of merchandise, the higher its price.
Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
- Food and blankets were given to the refugees.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
... based on these snippets that have been given to them and ...
... This is the biggest kiss that's been given to ' to New York banks I've ever seen. This ...