Dürüst olmak gerekirse, bu komplo teorisi bana çok saçma geliyor.
- To be frank, I think this 'conspiracy theory' is nonsense.
Personel toplantıda samimi bir görüş alışverişinde bulunmuştur.
- The staff exchanged frank opinions in the meeting.
Samimi görüşünüzü duymama izin verin.
- Let me hear your frank opinion.
Tom son derece dürüst bir kişi.
- Tom is an extremely frank person.
Gerçekten dürüst olmamı istiyor musun?
- Do you really want me to be frank?
O, oldukça açık sözlü bir kişidir.
- He is an extremely frank person.
Tom gerçekten açık sözlü olmamı istiyor mu?
- Does Tom really want me to be frank?
Buy a package of franks for the barbecue.
May I be frank with you?.
Four metres of this material cost nine francs; therefore, two metres cost four and a half francs.
- Bu malzemenin dört metresi dokuz franka mal oluyor; Bu nedenle, iki metresi dört buçuk frank mal olur.
Franco's forces took control in Spain.
- Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
... MR. LEHRER: You want to repeal Dodd-Frank? ...
... MR. LEHRER: Let's let him respond to this specific on Dodd-Frank and what the governor ...