Hakem her iki tarafı da desteklememelidir.
- A referee should not favor either side.
Ben her iki kitabı okumadım.
- I haven't read either book.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Şapkaların hiçbirinden hoşlanmıyorum.
- I don't like either hat.
Bu benim değil. Benim de değil.
- This isn't mine. It's not mine either.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
- Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
Tom! Bu cümlelerin çok bencil olduğunun farkında mısın?: Onlar her zaman ya seninle başlıyor ya da seninle bitiyor! Hatta her ikisi! o, Tom'a serzenişte bulundu.
- Tom! Do you realise that these sentences are very self-centred: They always either begin with or end with you! Even both! she reproached Tom.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
Ya restoranda bir garson olarak ya da bir barmen , her ikisi de Tamam.
- Either as a waiter at a restaurant or a bartender, both are OK.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
kullanıldığı yere gore sıfat,zamir,zarf ve bağlaç olabiliyor.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
Tom ne Fransızca ne de İspanyolca konuşabilir.
- Tom can't speak either French or Spanish.
Tom ne İngilizce ne de Fransızca konuşuyor.
- Tom doesn't speak either French or English.
Dışarı çıkmak mı yoksa evde kalmak mı istiyorsun? Her ikisi de benim için uygun.
- Do you want to go out or stay at home? Either is OK with me.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
İster evlen ister evlenme öyle ya da böyle pişman olacaksın.
- Whether you get married or not, you'll regret it either way.
İkinizden biri kahve ister misiniz?
- Would either of you like coffee?
Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün.
- Either be as you seem or seem as you are.
Ya içeri gel ya da dışarı git.
- Either come in or go out.
Her hands, long and beautiful, lay on either side of her face.
Either you eat your dinner or you go to your room.
And either vowd with all their power and wit, / To let not others honour be defaste .
... I remember for me, I had to either go to my mom. ...
... in our future, if we're either out there among stars ...