O taburcu edilmek üzere.
- She's about to be discharged.
Hasta hastaneden taburcu edildi.
- The patient was discharged from hospital.
Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
... as folks are thinking about being discharged, ...