Benimle gelseydiniz mutlu olurdum.
- I'd be delighted if you'd come with me.
Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
- The speech made by the president yesterday delighted his supporters.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.
- Tom will be delighted to hear that.
Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.
- I've always been delighted with the chinese culture.
Tanıştığımıza memnun oldum.
- I'm delighted to make your acquaintance.
Haber onu memnun etti.
- The news delighted him.
... URS GASSER: I'm delighted to be here. ...
... And I hope you're going to be delighted by some of the ...