İstasyona çok yakın yaşamak elverişlidir.
- It's convenient living so close to the station.
Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
- He stressed the convenient aspects of city life.
Onun hakkında konuşmak için uygun bir zaman değil, değil mi?
- It's not a convenient time to speak about that, is it?
Eğer uygunsa, lütfen bu gece buraya gel.
- If it's convenient, please come here tonight.
Cep telefonları kullanışlı, onların sorumlu kullanılmasını istiyorum.
- Cell phones are convenient, but I want them to be used responsibly.
Gözlükler benim için kontakt lenslerden daha kullanışlıdır.
- Glasses are more convenient for me than contact lenses.
Evim tren istasyonu yakınında, uygun bir yerde bulunur.
- My house is located in a convenient place - near the train station.
Tren istasyonuna çok yakın yaşamak uygundur.
- It's convenient to live so close to the train station.
... people don't do what they say they believe they do what's convenient ...
... Or wouldn't it be more convenient to just ask Google? ...