Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
- We are all looking forward to your coming.
Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
- We could all see it coming, couldn't we?
Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
- It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.
Köpeğinin benim bahçeme gelmesini engelleyemez misin?
- Can't you keep your dog from coming into my garden?
Japonya teknolojik olarak, en gelişmiş ülke oluyor.
- Japan is becoming the most advanced country technologically.
Karışmayı ciddi olarak düşünüyor musun?
- Are you seriously thinking about becoming involved?
Bu önümüzdeki hafta kamp yapmaya gidelim.
- Let's go camping this coming weekend.
Tom önümüzdeki pazartesi geliyor.
- Tom is coming next Monday.
Başarılı bir yerel çocuk eve geliyor.
- A successful local boy is coming home.
Buraya gelerek büyük bir risk alıyorsun.
- You're taking a big risk coming here.
Onun konuşması duruma çok uygun değildi.
- His speech was not very becoming to the occasion.
Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
- And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
- She will be coming to see me this afternoon.
Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
- Look out! There's a truck coming!
Dün gece, Tom'un odasından gelen garip bir ses duydum.
- I heard a strange noise coming from Tom's room last night.
O İngiltere'den geliyor.
- She is coming from England.
Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Please pardon me for coming late.
O İngiltere'den geliyor.
- She is coming from England.
Bugün Ruslar geliyor! Ruslar geliyor! adında bir filmin olduğunu keşfettim.
- Today I discovered that there's a movie called The Russians are coming! The Russians are coming!
Yaklaşan üç günlük tatili nasıl geçireceksin?
- How will you spend the coming three-day holiday?
Yaklaşan bir doğum günüm var.
- I've got a birthday coming up.
Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
- His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.
Ergonomic wallets are the coming thing.
We expect great things from you this coming year.
When he was fired, nobody was surprised or upset because they thought he had it coming.
I want you to find out if Tom is planning to come here by himself.
- I want you to find out if Tom is planning on coming here by himself.
I didn't expect that Mary would come so soon.
- I didn't bargain for Mary's coming so soon.
... AUDIENCE: Thanks for coming in. ...
... people who are coming. ...