Küçük çocuklar taşınmaktan hoşlanırlar.
- Small children like to be carried.
Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.
- They carried on with the plan in spite of strong objections to it.
Yarası önemsizmiş gibi asker devam etti.
- The soldier carried on as if his wound was nothing.
İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.
- People carried their own weight then.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
... carried out the slow work of organizing the elements ...
... and carried it home. ...