Tom şaşkın görünüyor.
- Tom seems bewildered.
Tom biraz şaşkın görünüyordu.
- Tom looked a little bewildered.
Tom şaşırmış görünüyordu.
- Tom seemed to be bewildered.
Tom şok olmuştu ve şaşırmıştı.
- Tom was shocked and bewildered.
Tom kendini şaşkına dönmüş buldu.
- Tom found himself bewildered.
Dün büyük bir labirente girdik.
- Yesterday we went into a huge maze.
Sonunda kafa karıştırıcı labirentin çıkış yolumu buldum.
- I finally found my way out of the confusing maze.
He was just standing there, turning this way and that, with a bewildered look on his face.