İstasyona erken varmak için çaba harcadı.
- He made an effort to get to the station early.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
- It takes about 15 minutes to get to my office.
Onlar Avrupa'ya ulaşmak için umutsuzdu.
- They were desperate to get to Europe.
JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?
- How many minutes does it take to get to the JR station on foot?
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Çalışmaya başlamak zorundayım.
- I have to get to work.