She has a great liking for rich foods.
- Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır.
His plans were regarded with some disfavor.
- Onun planları bazı beğenilmemelere rağmen kabul edildi.
I like the taste of lemon water.
- Limonlu suyun tadını beğeniyorum.
Do you like the taste of lemons?
- Limonun tadını beğeniyor musun?
I like the way Mary looks.
- Mary'nin görünme şeklini beğeniyorum.
Tom wants to see if Mary likes his new song.
- Tom, Mary'nin onun yeni şarkısını beğenip beğenmeyeceğini görmek istiyor.
The mayor's speech was received with much acclaim.
- Belediye başkanının konuşması çok beğeni ile karşılandı.