bazen

listen to the pronunciation of bazen
التركية - الإنجليزية
sometimes

Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB. - Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.

I sometimes wonder if I am a girl. - Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

sometimes, occasionally, from time to time, now and then, now and again, every so often, on and off
off-and-on
every so often
at times

As much as I like you, I think you can be a total jerk at times. - Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.

We all make fools of ourselves at times. - Hepimiz bazen bir aptal gibi davranırız.

betimes
occasional

Teachers should occasionally let their students blow off some steam. - Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.

They come here occasionally. - Onlar bazen buraya gelir.

on occasion

We see them on occasion. - Bazen onlarla görüşürüz.

now and then
from time to time

Tom still writes to me from time to time. - Tom bazen bana hâlâ yazıyor.

I still think about you from time to time. - Hâlâ seni bazen düşünüyorum.

off and on
betweenwhiles
sometime

Sometimes he drives to work. - O bazen işe arabayla gider.

We sometimes meet them. - Bazen onlarla buluşuyoruz.

sometimes, now and then
occasionally

Duplicate sentences are occasionally created on Tatoeba. The deduplication bot, Horus, generally takes care of them. - Kopya cümleler bazen Tatoeba'da oluşturulur. Tekilleştirme robot, Horus, genellikle onlarla ilgilenir.

There is a severe shortage of water in this city, so we must give up having a bath occasionally. - Bu şehirde ciddi bir su sıkıntısı var, yani biz bazen banyo olmaktan vazgeçmeliyiz.

ever and anon
now and again
on and off
every now and again
once in a while
again
half the time
betweentimes
while

It's good to try new things once in a while. - Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.

ab
bazen de
sometimes
bazen biri
now this now that
bazen biri
now this, now that
bazen söylenildiği gibi
as it was sometimes called
bazen ötekisi
now this now that
bazen ötekisi
now this, now that
kimi vakit, bazen
some time, sometimes
ve bazen de
and sometimes
التركية - التركية
Ara sıra, arada bir, kimi vakit: "Bazen bu yeknesak hayat beni çok sıkıyor."- H. E. Adıvar
Ara sıra, kimi vakit
Ara sıra, arada bir, kimi vakit
bazen
المفضلات