bayi

listen to the pronunciation of bayi
التركية - الإنجليزية
dealer

Tom bought a used car from a reputable dealership. - Tom saygın bir bayiden kullanılmış bir araba satın aldı.

Tom owns the biggest farm equipment dealership in this area. - Tom, bu alanda en büyük tarım ekipmanları bayiliğine sahiptir.

vendor
concessionaire
(Ticaret) vender
distributor
subsidiary
(Ticaret) caterer
seller
franchiser, holder of a franchise, person who has the right to sell a company's product within a certain area
seller, vendor
vendor, seller, dealer
concessioner
bayi danışmanı
(Ticaret) distributor advisor
bayi kar haddi
(Ticaret) retail margin
bayi katkı payı
(Ticaret) distributor participation
bayi toplantısı
dealers meeting
bayi şirket
(Ticaret) branch company
gazete bayi
news agent
bayiler
dealers
gazete bayi
newsstand

I have to go out to the newsstand to get a newspaper. - Bir gazete almak için gazete bayine gitmek zorundayım.

Tom went out to buy a newspaper from the newsstand. - Tom Gazete bayiinden bir gazete satın almak için dışarı çıktı.

gazete bayi
news dealer
التركية - التركية
Bazı maddeleri satma izni olan kimse, dükkân veya kuruluş
BAYİ'
(Osmanlı Dönemi) Satıcı. Mal satan
bayi
المفضلات