Arjantin'de yüzmeye gidenler piranhalar tarafından saldırıya uğradı.
- Bathers in Argentina were attacked by piranhas.
Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar.
- Some boys don't like to bathe regularly.
Bu nehirde yıkanmak tehlikelidir.
- It is dangerous to bathe in this river.
Denizde yıkanmak istiyorum.
- I want to bathe in the sea.
Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar.
- Some boys don't like to bathe regularly.
Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
- A single room with bath, please.
Su sıkıntısı nedeniyle, banyo yapamadım.
- Because of the water shortage, I couldn't take a bath.
İyi ve sıcak bir banyo yapmak gibisi yok.
- There's nothing like a good hot bath.
Ben bir banyo yapmak istiyorum.
- I want to take a bath.
Kaplıcalar, Roma hamamlarıydı.
- Thermae were Roman baths.
Japonya'da, eğer bir dövmen varsa, kaplıcaların birçoğunda yıkanmana izin verilmeyeceğini biliyor muydun?
- Did you know that in Japan, if you have a tattoo, you won't be allowed to bathe in many of the hot spring resorts?
Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
- Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
Su sıkıntısı nedeniyle, banyo yapamadım.
- Because of the water shortage, I couldn't take a bath.
Ben genellikle akşam yemeğinden sonra banyo yaparım.
- I usually take a bath after dinner.
Köpeğe banyo yaptırmak için kimin sırası?
- Whose turn is it to give the dog a bath?
Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.
- She was just about to take a bath when the bell rang.
Ben bir banyo yapmak istiyorum.
- I want to take a bath.
O banyo yapıyorken o onu gözetledi.
- She spied on him while he was bathing.
Sami küvette, banyo yapıyordu.
- Sami was in the bathtub, bathing.
O banyo yapıyorken o onu gözetledi.
- She spied on him while he was bathing.
Sami küvette, banyo yapıyordu.
- Sami was in the bathtub, bathing.
O kendini yanan mumlarla çevrili köpük banyosuna daldırdı.
- Surrounded by burning candles, she dips herself into a bubble bath.
Temizlik personeli erkeklerin banyosunu temizliyor.
- The cleaning staff is cleaning the men's bathroom.
Bazı erkek çocukları düzenli olarak yıkanmaktan hoşlanmazlar.
- Some boys don't like to bathe regularly.
Denizde yıkanmak istiyorum.
- I want to bathe in the sea.
En yakın tuvaletin nerede olduğunu biliyor musun?
- Do you know where the closest bathroom is?
Tuvalete gidebilir miyim?
- Can I go to the bathroom?
Yangın hamamda başladı.
- The fire started in the bathhouse.
Kaplıcalar, Roma hamamlarıydı.
- Thermae were Roman baths.
Küvette akan suyu var.
- He has the water running in the bathtub.
Tom küveti sıcak su ile doldurdu.
- Tom filled the bathtub with hot water.
Tom'un bütün istediği güzel sıcak bir banyo idi.
- All Tom wanted was a nice hot bath.
Tom küveti sıcak su ile doldurdu.
- Tom filled the bathtub with hot water.
The incoming tides bathed the coral reef.
A dense fog bathed the city streets.
The women bathed in the sun.
I'm going to have a midnight bathe tonight.
Ye shall have just balances, and a just ephah, and a just bath. The ephah and the bath shall be of one measure, that the bath may contain the tenth part of an homer, and the ephah the tenth part of an homer: the measure thereof shall be after the homer.