The marsh is knee-deep.
- Bataklık diz boyudur.
They got through the marsh.
- Onlar bataklıktan geçtiler.
The plague came from the swamp.
- Veba bataklıktan geldi.
You can't build buildings on swampy land.
- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
The skyscraper is expected to sink into the bog.
- Gökdelen'in bataklığa batması bekleniyor.
Tom pulled Mary out of the quicksand.
- Tom Mary'yi bataklıktan çıkardı.
The skyscraper is expected to sink into the bog.
- Gökdelen'in bataklığa batması bekleniyor.
The war quickly turned into a quagmire.
- Savaş hızla bir bataklığa dönüştü.
The rain turned the road into a quagmire.
- Yağmur yolu bataklığa çevirdi.
The war quickly turned into a quagmire.
- Savaş hızla bir bataklığa dönüştü.
The rain turned the road into a quagmire.
- Yağmur yolu bataklığa çevirdi.