Between 1,490 and 1,635 people died in the sinking of the Titanic.
- Titanik'in batışında 1490 ila 1635 kişi öldü.
Have you heard about the sinking of the Costa Concordia luxury cruise ship?
- Costa Concordia lüks yolcu gemisinin batışını duydun mu?
We watched the sun setting behind the mountains.
- Güneşin dağların ardında batışını izledik.
If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
- Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
- Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
Tom and Mary watched the sun set over the ocean.
- Tom ve Mary, güneşin okyanus üzerinde batışını izledi.
The sun is sinking in the west.
- Güneş Batıdan batıyor.
They abandoned the sinking ship.
- Onlar batan gemiyi terk ettiler.
As time went on, our hopes sank.
- Zaman geçtikçe, umutlarımız battı.
They sank ten enemy ships.
- Onlar on düşman gemisini batırdılar.
The sun is starting to go down.
- Güneş batmaya başlıyor.
I'm a jinx. If I sold candles, the sun wouldn't go down.
- Ben bir uğursuz kimseyim. Eğer mumları satarsam güneş batmaz.
How many sailors were aboard the ship that sunk?
- Batan gemide kaç tane denizci vardı?
Two passenger ships were sunk.
- İki yolcu gemisi battı.
It grew cold as the sun went down.
- Güneş battığında hava soğudu.
The ship went down to the bottom of the sea.
- Gemi denizin dibine battı.
A great treasure was discovered in a sunken ship.
- Batık bir gemide büyük bir hazine keşfedildi.
Rats leave a sinking ship.
- Fareler batan gemiyi terkederler.
I saw the ship sink in the sea.
- Ben denizde geminin battığını gördüm.
Tom sopa vurmaya hazır.
- Tom is the on-deck batter.
O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.
- She attacked him with a baseball bat.
İyi bir vuruşcu olmak için, gevşek tutmalısın ve içgüdünü izlemelisin.
- To be a good batter, you've got to hang loose and follow your instincts.
Tom bizim takımda kurtarma vuruşu yapar.
- Tom bats cleanup on our team.
Yarasalar genelde karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Yarasasız çan kulesi olamaz.
- How can you have a belfry without bats?
Tom sopa vurmaya hazır.
- Tom is the on-deck batter.
Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.
- The battle quickly became fierce and bloody.
O, bilardo sopası ile topa vurdu.
- He hit the ball with the bat.
Oyuncu raketi topa salladı.
- The player swung the bat at a ball.
Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.
- Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Sami tahta bir sopa ile Leyla'yı dövdü.
- Sami beat Layla with a wooden bat.