Biz spor salonunda basketbol oynadık.
- We played basketball in the gym.
Basketbol oynamayı severim.
- I like to play basketball.
Mike Pazartesi basketbol çalışmaz.
- Mike doesn't practice basketball on Monday.
Basketbol oynamayı severim.
- I like to play basketball.
Tom basket topunu çok iyi süremez.
- Tom can't dribble a basketball very well.
Tom basket topunu parmağında fırıl fırıl çevirdi.
- Tom twirled the basketball on his finger.
Sen bir basketbol topunu senin parmak ucunda döndürebilir misin?
- Can you spin a basketball on your fingertip?
... that's not basketball. ...
... in a basketball game made up of 12-year-old girls, ...