Tom yalınayak gitmeye karar verdi.
- Tom decided to go barefoot.
Sabah, çimlerin üzerinde çiy yalınayak dokunmak iyidir.
- In the morning, it is good to touch barefoot the dew on the grass.
Çıplak ayakla ateşin üzerinde yürüdü.
- He walked barefoot over the fire.
Çıplak ayakla dolaşmayı severim.
- I like walking around barefoot.
Tom daima çıplak ayaklıdır.
- Tom is always barefoot.
Çocuklar çıplak ayaklıydılar.
- The children were barefoot.
... with one goal and the barefoot foundation and and this is atop voted ...
... and they were barefoot underwear ...