bar; alehouse, saloon; tavern

listen to the pronunciation of bar; alehouse, saloon; tavern
الإنجليزية - التركية

تعريف bar; alehouse, saloon; tavern في الإنجليزية التركية القاموس.

pub
{i} bar

Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır. - He's a regular at the bars and pubs around here.

İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor. - The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.

pub
{i} meyhane

İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne? - An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?

Mary'nin dün gece meyhanede söylediği şarkıyı Tom yazdı. - Tom wrote the song that Mary sang last night at the pub.

pub
birahane

Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez. - One won’t hear much music in that pub.

Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı. - Tom walked into the pub and ordered a pint of beer.

pub
pab
pub
içkievi
pub
i., İng., k.dili. bar, pub
pub
dili meyhane
pub
public publication
pub
(Askeri) yayın/yayınlama (publication)
pub
taverna
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} pub
bar; alehouse, saloon; tavern
المفضلات