The balloon descended slowly.
- Balon yavaş yavaş indi.
They sent up a balloon.
- Onlar bir balon uçurdular.
Tom says he doesn't know who Mary is planning on going to the prom with.
- Tom Mary'nin baloyla kimle gitmeyi planladığını bilmediğini söylüyor.
Tom rented a tuxedo for the prom.
- Tom okul balosu için bir smokin kiraladı.
Let me come to the ball; I, too, would like to dance.
- Baloya gelmeme izin ver; Ben de dans etmek istiyorum.
She danced with him at the high school prom.
- O, lise mezuniyet balosunda onunla dans etti.
Miss Scarlett was killed with a candlestick in the ballroom.
- Bayan Scarlett balo salonunda bir şamdanla öldürüldü.
There's a wedding reception in the ballroom.
- Balo salonunda bir düğün var.