I'm a lousy fisherman.
- Ben kötü bir balıkçıyım.
The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.
- Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.
The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
- Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.
- Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.
The fishermen cast their nets into the sea.
- Balıkçılar ağlarını denize fırlattılar.
Tom was wearing a black turtleneck.
- Tom siyah bir balıkçı kazağı giyiyordu.
There are a number of fishing boats tied up at the dock.
- Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var.
We were really hoping to buy a fishing boat.
- Biz gerçekten bir balıkçı teknesi satın almayı umut ediyorduk.